| 9 Şubat 2014 - 00:00 |
Kuruçay ve Karaağaç Mahallelerinin, isim olarak mahalle olduklarının fakat görüntü olarak köyden farksız olduklarını dile getiren Gülez; " önemli olan bir köyü belediye sınırları içerisine alıp isim olarak mahalle yapmak değil, önemli olan hizmet olarak o bölgeleri mahalleleştirmektir" dedi.
"BİR ÇOK MAHALLE HALA KÖY GÖRÜNÜMÜNDE"
Kuruçay ve Karaağaç Mahallelerinde yaşayan vatandaşları tek tek evlerinde ziyaret eden ve sorunlarını dinleyen Şükrü Gülez yaptığı açıklamada; "Üzülerek söylüyorum ki, ilimizde belirli başlı bazı mahallelerin dışında kalan bütün mahalleler maalesef tam bir köy görünümündedir. Vergi ve yaptırım olarak belediyenin baskısını görüyorlar ama iş hizmete geldiğinde hiçbir hizmet alamıyorlar. Böyle bir adaletsizliği kabul etmemiz mümkün değildir. Halkımız bugüne kadar nasıl ihmal edildiklerinin de farkındalar. Bu bizi mutlu ediyor. Çünkü artık boş vaatlere kanmayacaklarını söylüyorlar. Halkından bu kadar büyük bir tepki ve nefret alan bir yönetimin seçimden başarıyla çıkması imkansızdır. Bizde mevcut yönetimin bu hatalarını not ederek, onların döneminde yapılan bütün haksızlıkların giderileceğinin sözünü veriyoruz" ifadelerine yer verdi.
"MAĞDUR OLAN MAHALLELERE POZİTİF AYRIMCILIK YAPACAĞIZ"
Bolu'nun hiçbir mahallesini diğerinden ayıramayacaklarını belirten Gülez; "Belediye sınırları içerisindeki hiçbir mahalleye kime oy vermiş diye bakamayız. Bu insanlar belediye sınırları içerisindeyse ve belediyeye vergi veriyorlarsa, belediyenin hizmetlerinden eksiksiz bir şekilde hak almalıdırlar. Bugüne kadar he konuda ihmal edilen bu mahallelere bizim dönemimizde pozitif ayrımcılık yapılarak geçmiş dönemdeki mağduriyetleri giderilecektir. Bu insanlar şehirde yaşamanın nimetlerinden ve hizmetlerinden yararlanacaklar" cümlelerini kullandı.
"SONRADAN EDİNDİKLERİ LÜKS HAYAT ONLARA GÖNÜLLERİ UNUTTURMUŞ"
Basına yansıyan Ak Partili yetkililerin evleri işaretlemesi olayına da değinen MHP Belediye Başkan Adayı Şükrü Gülez; "Bu konuyu gazetelerden okuyunca Bolu adına halkımız adına üzüntü duydum. Böyle bir şeyi kabul etme ihtimalimiz yoktur. Siz hangi niyetle olursa olsun evleri işaretleyemezsiniz. Demek ki siz bu işe bir gönül işi, hizmet işi olarak bakmıyorsunuz. Maddi düşüncelerle bir iş olarak bakıyorsunuz. Aksi halde gönül işlerinde bir eve bir kez daha gitseniz bir kapıyı on kere dahi çalsanız kimse gücenmez. Bizim halkımız o kadar asil ve misafirperver bir halktır ki, kapısını kaç kere çalsan da her seferinde büyük bir sevgiyle o kapıyı size açar. Ama bu tür fişlemeler ve işaretlemeler o asil halkın onuruna dokunur. Demek ki bu arkadaşlar geldikleri ve yetiştikleri köyleri unutmuşlar. Sonradan edindikleri lüks hayat onları böyle işler yapmaya itmiş. Halkımız her şeyi gayet iyi bir şekilde görmektedir. Biz MHP olarak halkımızın gönüllerine işaret koyuyoruz. İşaret konulan gönüllerin kapısını kaç kere çalarsan çal sana ardına kadar açılır" dedi.
"BOLU'YU DA, TÜRKIYE'YI DE BIR AŞK DERECESINDE SEVMEK LÂZIM"
Karacaağaç Mahallesi ile ilgili çok özel açıklamalr yapan Gülez şu ifadelere yer verdi;
"8 Şubat 2014 Cumartesi günü Karacaağaç mahallesine seçim gezisine gittik, Bolu'nun en uğrak mahallelerinden birisi olmasına rağmen belediyenin hiçbir hizmetini görmedik. Köy yine aynı köy. Ama sayın Alaaddin Yılmaz'ın hakkını yemeyelim. Mahallenin D-100 karayolunu geçmek için kullandığı bir alt geçit yapmış. Gerçi bu alt geçitten en fazla yararlanan Sayın Yılmaz'ın da ortağı olduğu fabrika olmuş ama yine de faydalı bir hizmet yapılmış,
Fakat Sayın Yılmaz mahalleye öyle bir eser kazandırmış ki evlere şenlik. Ne mi kazandırmış dersiniz? Kocaman bir foseptik çukur. Yanına da hayvan pazarı. Artık Karacaağaç Mahallesinin ve orada bulunan askeri lojmanarın ve Komando Tugayının hiç parfüm ve kolonya kullanmasına da gerek yok. İki dönemdir hükümetin de desteğiyle çok başarılı eserleriyle öğünen Sayın Yılmaz'ın en baba! Projelerinden birisi bu. Geri kalanları ise çoğu israfa boğulmuş ve Bolu'nun yıllarca ödemek zorunda kalacağı, gırtlağına kadar borca gömüldüğü israf,israf ve israf. İşte Alaaddin Yılmaz!!!!!!!!
Halbuki o arıtma tesisinin yapılacağı yer Çatak köyünün altındaki alan olmalı idi. Böylece daha aşağıda kalan Filiz Makarna, Beypiliç, Ak Piliç, organize sanayii,Çaydut,D-100 karayolu üzerindeki köylerin atık suları Çele Köylerinin atıkları ve Sazak içi köylerinin atık suları arıtılarak topyekün Bolu'nun atık suları temizlenerek Büyük Su'ya deşarj edilmiş olacaktı. İşte Böyle bir proje Bolu'yu Dünya şehri haline getirebilirdi. Böyle bir proje çevreci dünyanın desteğiyle de realize edilebilir, Bolu'ya herhangi bir külfeti de olmazdı. Ama bunun için Vizyon gerekti, Ortak akıl gerekti, çevreden gelen ikazlara kulak kabartmak lâzımdı. Halbuki Sayın Yılmaz'ın hiç kimsenin fikrine ihtiyacı olmadığı gibi, akşam yatağına girerken, o güne kadar aklının ucundan bile geçmeyenleri ertesi gün proje diye uygulama emri vermiş, müstesna bir tip haline dönüşmüştür. Bu yüzdendir ki kendi partisi ile de sürekli dalaşmıştır.
Halbuki bunlar için Sayın Yılmaz'ın kafa yormasına bile gerek yoktu. Milliyetçi Hareket Partisinin 2004 yılı Bolu Belediye Başkanlığı şeçimlerinde halka sunduğu projelerine bir baksa idi, orada bunların hazır olduğunu görürdu.
Sayın Yılmaz "Ben Bolu'nun Belediye Başkanıyım, Karacaağaçtan aşağısı beni ilgilendirmez" diyebilir. Kendine göre haklı da sayılabilir. Bunun için Bolu'nun, şehri kadar çevresini de sevmek lâzım, bunun için de Türk Milliyetçisi olmak lazım. Bolu'yu da, Türkiye'yi de bir aşk derecesinde sevmek lâzım. Takdir edersiniz ki bu popülist politıkacıların harcı değildir."
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!