22/05/2024

İSLAM; “HALKIMIZ, MİLLETİMİZ KENDİ SEÇTİKLERİNE SAHİP ÇIKACAK”

10 Mart 2014 - 00:00
İSLAM; “HALKIMIZ, MİLLETİMİZ KENDİ SEÇTİKLERİNE SAHİP ÇIKACAK”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam Bolu’ya gelerek bir dizi etkinliğe katıldı. Bolu Belediyesinin düzenlediği Dünya Kadınlar Günü etkinliğinde konuşan İslam gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. Yolsuzluk iddialarına yaptıkları projelerle cevap veren İslam, “Halkımız milletimiz kendi seçtiklerine sahip çıkacak. Kendi hür iradesine sahip çıkacak. Kendi kaderine sahip çıkacak. Bunun için 30 Mart seçimleri ne yazık ki artık bir yerel seçim değil. Türkiye’nin istikbalini tayin edeceği bir seçim” dedi.

Haber: Elif SARIHAN

Bolu Belediyesinin Necip Fazıl Kültür Merkezinde düzenlediği Dünya Kadınlar Günü etkinliğinde konuşan İslam, Ak Partinin 11 yıllık iktidarında yaptığı projeleri hatırlatarak 11 yılda gelinen süreci anlattı. İslam konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

KADINLAR VE KADINLARIMIZIN SOSYALİZASYONU İÇİN NELER YAPTIK?

"Biz sosyal devlet olma iddiasında olan bir hükümetiz. Sosyal devlet olma iddiamızı Başbakanımızın belediye başkanlığı dönemlerinden beri kendimize şiar edinmiş bulunmaktayız. İktidara geldiğimiz 2002 yılından bu yana sosyal hizmetler konusunda Türkiye'nin hiç görmediği bir takım değişiklikleri gerçekleştiren de bizim iktidarımızdır. Kadınlar ve kadınlarımızın sosyalizasyonu için neler yaptık bunlarla ilgili çok kısa bilgiler vermek istiyorum;

- Anayasa değişikliği ile kadınlarımıza pozitif ayrımcılık getirdik.

- Eşit işe eşit ücret yasalaştı.

- Nüfusu 50 bini geçen belediyelere kadın sığınma hakkı getirildi, nüfusu 100 bini aşan illerde mecburi tutuldu.

- Engelli çocuğu olan anneye 5 yıl erken emeklilik hakkı tanındı.

- Çocuk sahibi olamayan çiftlere Genel Sağlık Sigortası kapsamında tüp bebek yapma imkanı tanındı.

- 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi kadına karşı şiddetin önlenmesi ile ilgili Avrupa Konseyi Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşmeyi kendi parlamentosunda ilk imzalayan ülke Türkiye'dir.

- Ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi kanunu yürürlüğe girdi.

- Tüm kadın çiftçilerimiz sigortalılık kapsamına alındı.

- Personel temininde eşitlik ilkesi ile ilgili olarak Başbakanlık Genelgesi yayınlandı.

- Kadınların ev içi üretimleri vergiden muaf tutuldu.

- İş kanununda değişiklik yapıldı, genç ve kadın istihdamın desteği getirildi.

- Ağır ve tehlikeli işler erkeklerin işi olmaktan çıkarıldı. İşe eşitlik getirildi.

- Kadın istihdamının artırılması ve fırsat eşitliği konulu Başbakanlık Genelgesi yayınlandı.

- Kadınlara işsizlik sigortası ve kreş yardımı getirildi.

- Hamile memurlara nöbet ve gece vardiyası muafiyeti getirildi.

- Erken doğum olması halinde önceki izinlilik süreleri doğum sonrasına eklendi.

- Memurlara eşleri doğum yaptığı takdirde 10 gün izin alma hakkı tanındı.

- Süt izinleri yeniden düzenlendi."

"BİZİM İKTİDARIMIZ ÖNCESİ KAT EDİLMİŞ BİR YOL NE YAZIK Kİ YOKTU"

"Bizim iktidara geldiğimiz andan itibaren kadınların iş gücüne katılım oranları radikal bir şekilde yükselmeye başladı. Bu bahsettiklerim sadece 10 yılda yaşanan gelişmelerden bazıları. Bizim iktidarımız öncesi kat edilmiş bir yol ne yazık ki yoktu.

Türkiye'ye Ak Parti iktidarı geldiği zaman nasıl bir noktadaydı biraz da ondan bahsetmek istiyorum. IMF'ye borcumuz vardı bu borçlar sürekli tekrarlanıyordu. Ekonomik veriler sürekli aşağıya doğru gidiyordu. Yerlerde sürünen bir borsamız vardı. Kişi başına düşen milli gelir 3 bin dolarlar seviyesinde idi. Devletin hazinesinde 25 milyar dolar para vardı.

12 yıl sonra geldiğimiz nokta şu; Borsamız dünyada yükselen değer. Hazinede olan 25 milyar dolar para tam 127 milyar dolara yükseldi. IMF'ye olan borcumuzu kapattık hatta kendilerini davet ederek ihtiyaçları varsa kredi açabileceğimizi belirttik. Yatırımları güçlendiriyoruz. Sadece ilinizdeki yatırımlara bir bakın. 12 yılda hayallerinizi gerçekleştirebilmek için yollar, köprüler, kanallar, hastaneler, okullar, üniversiteler, yurtlar aklınıza gelebilecek her alanda yatırımlar yaptık. Yatırımlar hiç durmadan devam etti. Dünya çapında yatırımlar yaptık. Biz bunları yaparken dünya iki büyük ekonomik kriz geçirdi. Bu aşamada biz büyümeye devam ettik. Dünyanın büyük ekonomileri büyümelerini durdurdu. Biz dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olduk."

"YOLSUZLUK OLAN BİR ÜLKEDE BÜTÜN BUNLAR OLABİLİR Mİ?"

"Bize Türkiye'de yolsuzluk var diyorlar. Bunu söyleyenlere sormak istiyorum, yolsuzluk olan bir ülkede bütün bunlar olabilir mi? Mümkün mü? Biz iktidarımız öncesinde yolsuzluk olan bir ülkede nelerin olabileceğini gördük. İski skandalları olur, çöp dağları olur, kıtlık olur, yokluk olur, ödenmeyen kamu borçları olur, çöken bir ekonomi olur. Bunların hangisi var şimdi ülkemizde? Hiçbiri. Türkiye bugün dünyanın ekonomisi yükselen sayılı değerlerinden biridir. Meselenin künhüne gelirsek Ak Partinin suçu işte budur. Türkiye'nin makus talihini değiştirmeye çalışmaktır Ak Partinin suçu. Türkiye'nin gerilemesini durdurmak istemesidir."

"ONLARA GÖRE TÜRKİYE'Yİ ESKİ GÜNLERİNE GERİ ÇEVİRMEK GEREKİYOR"

"Aslında bu teşebbüs bir çok kere yapıldı Türkiye'de. 1950'ler de Menderes'le yapıldı. Özal'la, Erbakan'la yapıldı. Hepsi dünyayı yönettiğine inanılan o akıl tarafından al aşağı edildi. 12 yıl önce biz iktidara geldiğimizde de aynı oyunlar zuhur etti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne zaman halkının hizmetine girdi ise devleti yöneten hükümet alaşağı edildi. Başımıza başbakanlar tayin edildi. Ekonomi bakanları tayin edildi. Maliye bakanları tayin edildi. Sizi kendi seçtikleriniz değil, o dünyayı yönettiğine hükmeden, dünyayı yönettiğine vehmeden aklın tayin ettikleri yöneteceklerdi bizi. Türkiye hep itiraz etti. Bu itirazlar her zaman sindirilmeye çalışıldı. Şimdi tekrar bu oyun üzerimizde oynanıyor. Bu sefer bürokrasi ile, yargı darbesi ile. Bu güne kadar dünyanın hiç ama hiç görmediği bir casusluk faaliyeti ile. Bir şebekenin Türkiye Cumhuriyeti Devletini dış güçlere ifşa etmesi ile. Devletin sırlarının Türkiye dışındaki meraklı mihraklara servis edilmesi sureti ile. Buda yetmez ise kasetler düzenleniyor. İstenen şey şu; Doğu ile Batı arasında harikulade bir vaha, bir gelişmişlik örneği, bir demokrasi ülkesi olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin önünü kesmek gerekiyor. Onlara göre Türkiye'yi eski günlerine geri çevirmek gerekiyor. Türkiye'nin başına önüne eğmek gerekiyor. Türkiye istikrarsız olmalı, ekonomisi çıt kırıldım olmalı. Gezi olayları yada 17 Aralık gibi bir olay darbe teşebbüsü meydana geldiğinde bu çıt kırıldım ekonomi tuzla buz olmalı. Türkiye hemen başını öne eğmeli. Dünya üzerindeki bütün iddialarından vazgeçmeli."

"KENDİ KADERİNE SAHİP ÇIKACAK"

"Şimdi soruyorum buna razı mısınız? Buna razı olmayanlar için bir tek çıkış yolu var. Halkımız milletimiz kendi seçtiklerine sahip çıkacak. Kendi hür iradesine sahip çıkacak. Kendi kaderine sahip çıkacak. Bunun için 30 Mart seçimleri ne yazık ki artık bir yerel seçim değil. Türkiye'nin istikbalini tayin edeceği bir seçim. Türkiye'nin yarınını tayin edeceği bir seçim. Türkiye şuna karar verecek, ben bundan sonra şimdiye kadar olduğu gibi, 10 yıldır yaşadığım gibi dünyada başı dik mi dolaşacağım, yada önüme mi bakacağım enseyi karartacak mıyım? O günlere geri dönecek miyim? Bu kararı vermek çok zor değil. Türkiye'nin akil ve basiretli insanları bu kararı çoktan verdiler."

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

İsim (Gerekli)
Yorumunuz (Gerekli)
 

Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.